CİNSEL İSTİSMAR KANUN TEKLİFİ HAKKINDA MHP ÇORLU İLÇE BAŞKANLIĞI BASIN BİLDİRİSİ YAYINLADI

Milliyetçi Hareket Partisi Çorlu  İlçe Başkan Yardımcısı Hukuk İşleri Sorumlusu Barış Tırpan’ın yaptığı incelemeler sonucunda, çok tartışılan Cinsel İstismar İle ilgili yasa tasarısı hakkında kamu oyunu bilgilendirme gereği hasıl olmuştur.


Cinsel İstismara İlgili 5237 Sayılı TCK' nun 103/2. Maddesinde ki Düzenlemeye İlişkin MHP Çorlu ilçe Başkanlığı Kamuoyu Açıklaması:


17.11. 2016 tarihinde Meclis Genel Kuruluna sunulan yasa değişikliği ile ilgili görüş ve önerilerimiz şu şekildedir:


Bilindiği üzere; Anayasa Mahkemesinin TCK’ nın 103 maddesinin iptali ile yasada boşluk doğmuş ve meclis çalışmaları başlamıştır.


17.11.2016 tarihili önerge ile maddeye "(2) Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamana şımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir" hükmü eklenmek istenmiştir. Meclis’e sunulan önerge, MHP’li vekillerin itirazlarına rağmen ilk oylamada kabul edildi. Muhalefet vekillerinin açık oylama talebi üzerine yapılan oylamada, 184 oyu bulamayan önerge, salı günü tekrar görüşülecek. Madde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara aykırılık teşkil etmektedir.


1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 90/5 madde hükmü ile usulünce yürürlüğe giren uluslararası anlaşma hükümleri bir iç hukuk normu olarak kabul edilmektedir. Buna göe "usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Ayrıca usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletler arası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletler arası antlaşma hükümleri esas alınır. Bu itibarla Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme (CEDAW) sözleşmesi iç hukuk normu olarak kabul edilmiş, temel hak ve özgürlüklere ilişkin normların ise öncelikle sözleşmeye uygun olarak uygulanacağı kabul edilmiştir.


BM çocuk hakları sözleşmesinin 1. maddesi hükmüne göre 18 yaşını bitirmeyen her insan çocuk olarak kabul edilmektedir. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi taraf devletlere; her çocuğun eğitim, gelişim ve sağlık hakkının sağlaması, çocukların ticari ve cinsel sömürüden uzak tutulması için devlete pozitif ödevler yüklemektedir. Anayasa madde 41 ise Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretim ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır hükümlerine yer verilmiştir.
BM çocuk hakları sözleşmesinin 3. maddesine göre kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşünce olup çocuğa yönelik tüm idari ve yasal çalışmaların çocuğun yüksek yararı ve esenliğinin gözetilerek yapılması zorunludur.


Bilindiği üzere 6545 sayılı yasa ile çocuk istismarına yönelik düzenleme iptal edilmiştir. Madde iptali ile çok sayıda tutuklu ve hükümlü için ara tahliyeler gündeme gelmiş bu durum mağdur çocuklar üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler yapmıştır.


17.11.2016 tarihli önerge meclis gruplarına sunulmadan alelacele yasalaştırılmak istenmiştir.


1-Kanun önergesi geriye yönelik çıkarılmak istenmektedir. Bu durum kanunların geri yürümemesi bir diğer ifade ile makabline şamil olmama ilkesine aykırılık teşkil etmekte; toplum üzerinde tecavüzcülere ‘af ‘ uygulaması yapılıyor düşüncesi yaratmıştır. Önerge henüz yasalaşmadan kutuplaşmalara neden olmuş ve kamuoyu vicdanına aykırı bulunmuştur. Bilindiği üzere bir düzenleme genel, soyut, sürekli, objektif, kişilik-dışı nitelikte ise bu düzenleme bir “kanun”dur.

2-Kanun önergesinde; cinsel istismara uğrayan mağdurun yaşı ile ilgili sınırlama yapılmamıştır. Bu önergenin mevcut hali ile yasalaşması çocuk evliliklerin önünü açacak hemen akabinde Türk Medeni Kanununda da evlenme yaşı ile ilgili değişiklikleri de beraberinde getirecektir. Evlenme yaşının 16 dan daha aşağı indirilmesi uluslararası anlaşmalara ve Türk Milleti'nin vicdanına aykırı olacaktır. Çocuk sağlığı  hastalıkları uzmanlarından alınmış raporlar incelendiğinde; 18 yaş altında evlendirilen çocukların fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddete daha çok uğradıkları, bu çocukların evliliği bilinçli olarak yapmadıkları ve evlenerek büyük çoğunluğunun eğitim sistemi dışında bırakıldığı, bu nedenle çocukların ruh sağlıklarının bozulduğu, depresyon kaygı bozuklukları, davranış ve durum bozuklukları gibi uyum sorunları yaşadıkları, istenmeyen gebelikler sonucu ruh sağlıklarının bozulduğu ve sağlıklı nesiller yetiştirilebilmesi için erken evliliklerin önüne geçilmesi ve gereken her türlü önlemin alınması gerektiği de raporlarda belirtilmiştir. Erken evliliklerin Boşanmayla sonuçlanma oranı da oldukça yüksektir. Yaşanmamış çocukluğun açtığı yara, doğduğu eve duyulan özlem, hayal kırıklığı gibi ruh sağlığını etkileyen birçok etken erken evliliklerle ilişkilidir. Küçük yaşta evlendirilmiş çocuklar çoğu kez ömür boyu sürebilen çeşitli fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar yaşarlar. Bunların bir kısmı kalıcı sonuçlar bırakan, ciddi hastalıklardır.

3- Tasarı da kurulacak evlilik birliğinin failin kusuru ile sona ermesi durumunda cezanın açıklanacağı belirtilmiştir. Bu durumda mağdur evliliğin sona ermesini gerektirecek bir durumla karşı karşıya kalması halinde, istese de evliliğe devam etmek zorunda kalacaktır. CEDAW (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine) göre kadın ve erkeklerin eş seçmede tam ve serbest rızaları vardır.

BM Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi 2008 yılında Kız Çocuklarının Zorla Evlendirilmesi Başlıklı Oturumda Dile Getirdiği Öneriler şu şekildedir:
1- Kadın ve erkek için en düşük evlilik yaşı 18 olmalıdır
2- Mağdurlar ve risk altında olanlara hizmet sağlanmalıdır
3- Evlilik uygulamaları uluslar arası insan hakları belgeleriyle uyumlu olmalıdır
4-Çocuk ve kadınların evlilik aracılığı ile insan ticaretine konu olmaları konusunda kamuoyu duyarlı davranmalıdır
5- CEDAW( Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine hükümleri taraf devletlerce yerine getirilmelidir
4- Madde de evlenme halinde hüküm açıklanmasının geri bırakılması kararı verileceği belirtilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine yönelik yasa metni açıktır. HAGB kararını verilmesi için diğer suçlar da hakime takdir yetkisi verilirken söz konusu tasarıda hakime takdir yetkisi verilmemesi hukuka aykırıdır.
5- Yine mağdur ve sanığın aynı cinsiyete tabi olması durumunda ya da istismarın birden çok kişi tarafında yapılması durumunda ne gibi sonuçlar doğuracağı madde metninde yer almamaktadır.

Böylesine ulusal mevzuata, uluslararası mevzuata ve Türk Milleti'nin vicdanına aykırı bir düzenleme Anayasa Mahkemesince yeniden yasa maddesinin iptaline neden olacaktır. Bu durumda oluşacak kanun boşluğu ise yargılamaları uzatacak ve çocuğun yeniden mağduriyetini ortaya çıkaracaktır.

Hem Anayasa hem de uluslar arası sözleşmeler dikkate alınarak, Çocuk alanında çalışan Hukukçuların, sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların görüşlerinin alınması ile yasa önerisinin kamuoyunun vicdanı da dikkate alınarak uzlaşma ile yeniden düzenlenmesini, çocuk evliliklerinin önünü açabilecek yasa önergesinin bu hali ile reddedilip tekrar düzenlenmesi gerekmektedir.


Yukarıda ki açıklamalar ışığında, Tekirdağ milletvekillerimiz çok tartışılan tasarıya RED oyu mu? EVET oyu mu kullanacaklar?  Bilmek Tekirdağ halkının hakkı.


Cüneyt Ergün


Milliyetçi Hareket Partisi


Çorlu İlçe Başkanı

Etiketler: ,

Yorum Gönder

[facebook][blogger]

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.