CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, TBMM Genel Kurulda hukuksuz OHAL KHK’larıyla gerçekleştirilen ihraçları değerlendirdi. Konuşmasında El Bab’da şehit düşen askerlere rahmet dileyen Yüceer, iktidarın uyguladığı yanlış politikaların ocaklara düşen şehit ateşi olarak halkın ödediğini söyledi.
VAHŞİ KIYIM
Yüceer, OHAL kararnamesiyle vahşi bir kıyımın daha yaşandığını, aralarında İbrahim Kaboğlu, Murat Sevinç gibi anayasa hukukçularının, 330 akademisyenin olduğu 4 bin 478 kişinin ihraç edildiğini kaydetti. Yüceer, EĞİTİM SEN’li öğretmenlerin, akademisyenlerin, sınır tanımaz bir muhalif avının yeni kurbanları olduğunu belirterek şöyle devam etti:
Şimdi ben derin bir sessizlik içinde olan AKP milletvekillerine sormak istiyorum, özellikle de 28 Şubatta mağdur olmuş ve bu mağduriyeti bir pehlivan tefrikası gibi anlatan milletvekillerine sormak istiyorum: Bu haksızları, haksızlıkları görmeyecek kadar yüreğiniz nasır mı bağladı, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." hadisini mi unuttunuz?
SONUNUZ MAHCUBİYETTİR
Şimdi, sizler haksızlığa uğradığınızda, mağdur olduğunuzda "insan hakları" diyeceksiniz ama muhalifler olduğunda, sizin gibi düşünmeyenler olduğunda susacaksınız, susmanın da ötesinde, dinlemeyeceksiniz, duymayacaksınız. Ne zaman siz kendi sesinize bu kadar meftun oldunuz? Anladık, mağdur olmayı bıraktınız, mağrurluğa terfi ettiniz, mazlumluktan zalimliğe terfi ettiniz ama sonunuz mahcubiyettir, bunu bilin, sonunuz mahcubiyettir. Kararnamelerle bu insanlara boyun eğdiremezsiniz. Eninde sonunda boynu bükük kalacak olan sizlersiniz.
12 EYLÜL’ÜN ZALİM PAŞALARINA BAKIN
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’e bir dönem AKP’nin makam arabası tahsis ettiğini hatırlatan Yüceer, “Zekeriya Öz’e bakarsanız ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Eğer bu yetmezse dönün, 12 Eylül’ün zalim paşalarına bakın. Eğer bu da yetmezse 28 Şubat muktedirlerine bakın. Çünkü, onlar da kendilerini bu ülkenin sahibi sanıyorlardı, onlar da suçsuz insanları haysiyet cellatlığıyla karalamayı marifet sayıyorlardı, onlar da insanların elinden ekmeklerini alıyorlardı, onlar da çok kibirliydiler ama onlar da kibirlerinin ve zulümlerinin altında kaldılar, sizler de kalacaksınız” dedi.
BÜTÜN RENKLERİ SOLDURDUNUZ
İhraç edilen insanların tek bir ortak yönünün muhalif kimlikleri olduğunu kaydeden Yüceer, “Hepsi bu tek adam rejimini getirmek için hazırlanan Anayasa değişikliğine karşılar ama hiç kimse, vicdan kırıntısı taşıyan hiç kimse “Bu insanlar FETÖ’cüdür”, “Bu insanlar PKK’lıdır." diyemez. Kimseye bunların terörist olduğunu, teröre destek verdiğini söyleyemezsiniz. Amacınız belli, amacınız herkesi susturmak, muhalifleri susturmak. Artık "Ya taraf olacaksınız ya bertaraf olacaksınız." demiyorsunuz. Artık diyorsunuz ki: "Ya benden tarafsınız ya da düşmansınız." Ama, yapmaya çalıştığınız bir güzellik değil. Gülüşü alınmış bir toplum yaratıyorsunuz, dikensiz bir gül bahçesi istiyorsunuz, güzel bir toplum bırakmıyorsunuz, bütün renkleri soldurdunuz. Acaba ileride çocuklarınıza, torunlarınıza ne diyeceksiniz? "Ne yapıyordun?" dediklerinde ne diyeceksiniz?” ifadelerini kullandı
ZULÜMLE KİM ABAD OLDU DA SİZ OLACAKSINIZ?
İhraç edilen akademisyenlerin, aydın , onurlu, vicdanlı insanların, 12 Eylülde 1402’lik olanlar gibi, Barış davası sanıkları gibi yapılan bu zulmü bir onur nişanesi olarak yüreklerinde taşıyacaklarını kaydeden Yüceer, “Çünkü tarih bize şunu gösterdi: Tarih her zaman haklının, hakkaniyetin kazandığını gösterdi çünkü zulümle abat olan kimse yok, sizler de olamayacaksınız” dedi.
AKP’NİN GİTTİĞİ YOL, YOL DEĞİL
Yüceer, darbe girişimine Allah’ın lütfu diyen iktidarın muhaliflerin, solcuların tepesine bindiğini belirterek, Tekirdağ’da da son KYK’larla beraber, sırf EĞİTİM SEN’li diye, sırf bu tek adam rejimine karşı diye birçok öğretmenin, birçok insanın ekmeğinden edildiğini bildirdi. Yüceer, gittiği yol yol olmayan AKP’nin amacının Başkanlık yolunda yol temizliği olduğunu, ancak, bu yolun ne AKP’yi ne de memleketi düze çıkaramayacağını söyledi.
